Bir Bardak Çayın Gizledikleri ( Prof. Dr. Feramuz ÖZDEMİR )

BİR BARDAK ÇAYIN GİZLEDİKLERİ Prof. Dr. Feramuz ÖZDEMİR

Bir bardak çayda; bir Karadeniz kadını gizlidir…

Bir bardak çayda; gün doğmadan kalkan, sepetini sırtına, makasını eline alıp, yağmur çamur demeden dala, ota, çamura tutunarak, çaylık yolunda bayırı tırmanan Karadeniz kadınının öyküsü gizlidir…

Bir bardak çayda; gün boyu çay toplayan, azığı bir dilim mısır ekmeği ile minci olan, çocuklar acaba karınlarını doyurabildi mi diye kaygılanan, kocası gurbette Karadeniz kadının öyküsü gizlidir…

Bir bardak çayda; ıslak çay yaprağını ıslak bezlere sarıp, ıslak sırtına vuran, bazen yokuş inen, bazen çıkan, her adımı atarken titreyen, her biri bir Seyit Onbaşı olan Karadeniz kadınının öyküsü gizlidir…

Bir bardak çayda; çay alım yerleri önünde taşın toprağın içinde tek tek her filizi, her yaprağı elden geçirip ayıklayan, bekleyen, beklerken sabırsızlanan, sabrı taşan, ama yine de bağrına taş basan Karadeniz kadının çilesi gizlidir…

Bir bardak çayda; günün ortasında, gecenin yarısında, sabahın günü beklediği şafağında, daha dün tamirciden çıkardığı kamyonun bir tekerinin yarısı uçurumda dönen Temel’in dudak uçurtan cesareti ve basireti gizlidir…

Bir bardak çayda; komşudan geçim derdi değip bir umutla gelen, çilesini, hasretini yüreğinde saklayan Gürcistanlı komşunun gayreti, alın teri gizlidir…

Bir bardak çayda; planlayan, programlayan, bir yaprak yanarsa kahrolan, elektrik kesmesin diye dua eden, ömür boyu yazın tatil yapmayan, günlerin adını hatırlamayan, hafta sonunu hesaba katmayan, buna da angarya demeyen, çocuklarının nasıl emeklediğini, yürüdüğünü, okula başladığını bir türlü hatırlayamayan, işi hayatı olan mühendisin kayıp giden ömrü gizlidir…

Bir bardak çayda; dedesinin sırtında merdivenlerden yukarı taşıdığı çayı taşıyan bantı yapan, döküleni toplayan, kıvırma makinesinin zamanını kollayan, “biz işe başladığımızda fermentasyon tavaları vardı” diye gençlere, kendince çayın tarihini anlatan, yorgun fabrika işçisinin emeklilik umudu gizlidir…

Bir bardak çayda; kömürün katran karası çilesi, buhar kazanının cehennem ateşi, kızgın buharın ıslığı, baca dumanının savruluşu, balkonda kuruyan çamaşırın isi, dişliler arasında yağın eriyişi, dönen motorun vınlayışı, yanan kayışın lastik kokusu, eleğin sarsılışı gizlidir…

Bir bardak çayda; torba torba, yöre yöre, mevsim mevsim karışan kaynaşan çayın harman tadı, paketi katlayan ellerin kıvraklığı, çabukluğu, paketleme makinasının akıl almaz hızı ve mahareti, terazinin şaşmaz adaleti, deponun insanı üşüten serin büyüklüğü, zenginliği gizlidir…

Bir bardak çayda; mahalle bakkalının samimiyeti, market rafının tahrik edici düzeni, asgari ücretlinin “haftaya alırız yavrum” diyen mahzun sesi, her markanın uzaktan tanınan rengi, kasa önünde tanışan hanımların “ay ben üç çeşit çayı alıp karıştırıyorum” tavsiyesindeki muzaffer edası gizlidir…

Bir bardak çayda; kumun cam oluşundaki ateş, camın bardak oluşundaki sıcak nefes, bardağı tutan eldeki feraset, laledeki nezaket, mutfaktaki nefaset, sofradaki bereket, “bir bardak çay daha içseydiniz” sözündeki ısrarlı davet gizlidir….

Bir bardak çayda; “haydi gel bir çay içelim” sözündeki hasret, ilk görüşmedeki mahcubiyet, çay bahçesindeki muhabbet, simit evindeki lezzet, moladaki bir çay iki dilim ekmek, bunu gören yabancıdaki hayret …

Bir bardak çayda; pancarın tarla tarla ekilişi, katar katar vagonlarla fabrikaya gidişi, yıkanıp, dilimlenip, haşlanıp özünün akışı, bir genç kızın ak gelinliğine dönüşü, toz oluşu, küp oluşu gizlidir…

Bir bardak çayda; nur gölünde yatası Uşak’lı Nuri Şeker’in tadı gizlidir…

Bir bardak çayda; peynirin her çeşidi, zeytinin siyahı yeşili, rafadan yumurtanın akına karışmış sarısı, sucuklu yumurtanın kokusu, salamın macarı, pastırmanın pahası, tereyağı ile balın vuslatı, reçelin boyun büküşü, servisin köşeyi dönüşü, asansör kapısında son yudumun içilişi gizlidir….

Bir bardak çayda; yaprak sarmanın kalem gibisi, kurabiyenin az şekerlisi, pastanın kekin en güzeli, dedikodunun alası, altın gününün her haftası gizlidir…

Bir bardak çayda; mahallenin kahvesi, emeklinin genci yaşlısı, politikanın hası, toplumun nefesi, okeyin çifti, tavlanın düşeşi, Ahmet dedenin bozuk para sayışı, Mehmet emminin kahkahası, Musa dayının yemini gizlidir….

Bir bardak çayda; Ali Rıza Erten hocanın nasihatı, Zihni Derin’in gayreti, Sait Tahsin Tekeli’nin ilmi, Yılmaz Telatar’ın ihtilali, nice adsız kahramanın emeği, katkısı, alınteri, nicelerinin de ihaneti gizlidir…

Bir bardak çayda; tohumun çimlenmesi, filizin toprağı yırtması, güneşin ısıtması, yağmurun ıslatması, günün kısalması, karın yağması, tomurcuğun patlaması ve nice umutların yeşermesi gizlidir…

Bir bardak çayda; Kaçkarların karlı zirvelerinden akıp gelen, çoşan taşan, şelale olup düşen, denize bile horon tepercesine giren, gök kuşaklı alabalıklı derelerin hikayesi gizlidir…

Bir bardak çayda; Ovit, Anzer, Hemşin, Hopa, Ayder, Sürmene, Çaykara gizlidir. Bir bardak çayda Of gizlidir… Nice nice “offfff”’lar gizlidir. Bir bardak çayda doğudan batıya, güneyden kuzeye bütün Türkiye gizlidir…

Bir bardak çayda; Anadolu insanın sevgisi, muhabbeti, hasreti, dostluğu, yolculuğu, ayrılığı, kavuşması, düğünü, doğumu, ölümü, estetiği, kültürü, misafirperverliği, geçmişi, geleceği gizlidir…

Bir bardak çayda; bir küçük kız çocuğunun gülüşü gizlidir…

Velhasıl, Bir bardak çayda; nice sevdalar gizlidir…

EN GÜZEL ÇAY SEVDİKLERİMİZLE İÇTİĞİMİZ ÇAYDIR… TEŞEKKÜRLER Prof. Dr. Feramuz ÖZDEMİR

Kaynak
Kaynak

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu